Düğünlerimiz

 

DÜĞÜNLERİMİZ

 

Evlenme Hazırlıkları  ve Düğün:Evlenme gelenekleri günümüzde birçok  değişikliğe uğrasa da eskinin izleri kendini korumaktadır. Oğlunu evlendirecek aileler önce kendi akrabalarının görüşüne başvurarak yakın çevre araştırılmaktadır. Daha sonra ise uzak çevre diyebileceğimiz, mahalle ve köylerde bilinen genç kızlar sorularak istemeye karar verilmektedir.  Verilen karar öncelikle kızın ailesi üzerinde olumlu etkisi olan veya yörede hatırı sayılan kimselere söylenmektedir. Bu şekilde kızın ailesinin haberdar olması sağlanmaktadır.

 

   

 

 “Kız istemeye gidecek aile kızın ailesine gitmek için haber gönderir. Kararlaştırılan zamanda erkeğin ailesi gidip ister. Eğer kızın ailesi olumlu düşünüyorsa onlara, ailesine, kızına ve çevresine danışacağını söyleyerek haber vereceğini söyler. Haber gelmesiyle ikinci görüşmeye gidilir. Bu görüşmede kız tarafının istekleri konuşulur.” (Görür,Şehri;2001)

  

Yapılan bu görüşmede kullanılan ifadeler şunlardır;

-Ata binme çubuk çalma: Kız babası damat tarafına bu ifadeyi kullanırsa, istediği paranın verilmesi halinde bütün ihtiyaçların kendisi tarafından karşılanacağını ifade eder, bir başka ifadeyle düğün günü gelini alır, ata bindirir çubuğu çalar gidersin, masraflara karışmazsın anlamına gelmektedir.

-Ben sadece babacalık isterim: Damat olarak tüm eksikleri sen karşılayacaksın, bana sadece kız tarafı olarak babacalık için belli bir miktar para vereceksin anlamına gelmektedir.

-Ana sütlüğü : Her türlü pazarlığın dışında kız annesine süt hakkı karşılığı alınan ciddi bir hediyedir.

 

-Kardeş Abası :Kızın erkek kardeşine kardeş hakkı olarak alınan hediyedir.

 

Bu şekilde konuşma aşaması tamamlandıktan sonra söz kesilir, ardından nişan yapılır ve düğün zamanı kararlaştırılır.

 

Düğünün Yapılışı : Düğünler iki gün, iki gece şeklinde yapılmaktadır. Düğünün ilk gecesine komşu düğünü denilmektedir. Bunun nedeni düğün sahibi önce yakın akrabalarını ve komşularını ağırlamaktadır. Böylece ikinci gece onlar da uzaktan düğüne gelenlere hizmet etsinler ve köydeki tabiriyle uzaktan gelenlere karşı “ yüzü çırak çıkmasın”, bir başka ifadeyle mahcup olmasın.

 

Düğünün ikinci gecesine ulu düğün gecesi denilmektedir. Düğünün gündüz kısımlarında ise birinci gün damat gezdirilir. Köydeki tabiri ise güvey çimdirmedir.

 

“Eskiden damat, bulunan mahalleden başka bir mahalleye gezdirmeye götürülür ve orada bir köy hamamında gençler tarafından yıkanırmış. Bu yıkanma esnasında damatla birlikte bir de erkek çocuk yıkanırmış ki bunun nedeni damadın ilk çocuğunun erkek olacağı inancından kaynaklanmaktadır. Benzeri bir durum gelin için de vardır. Damat gezdirmenin önemli özelliklerinden birisi de damatla birlikte sağdıç ve köyün gençleri da ata binerek at koştururlar. Düğün alayının geri dönüp eve yaklaştığı sırada daha önce hazırlanan kalburlar gençler tarafından kapılıp kaçırılır ve at koşturmaya bir süre daha devam edilir. Bu kalburların içinde mevsimine göre  çeşitli yiyecekler bulunur. Kız evinde gelin gezdirme işi yapılır ancak at koşturma ve kalbur olayı yoktur.” (Görür,M. Şirin;2001)

 

Düğünün birinci günü akşamı hem kız evinde hem de damat evinde ayrı ayrı kına yakılmaktadır. İkinci gün ise damat tarafı gelin almaya giderken gelin evinde de kına yıkamaya gidilmektedir.

 

“Gençler tarafından ata bindirilen   gelin davul zurna eşliğine bir çeşme başına götürülerek gelinin kınası sağdıcı tarafından yıkanır ve dönülür. Gelin almaya gidip gelinirken aynı yoldan gitmemeye dikkat edilir. Böylece damada veya geline yol üzerinde büyü yapılması engellenmiş olur. Ayrıca damat yastığının elde taşınması ve damattan bahşiş koparılmaya çalışılması vardır.”(Görür,M. Şirin;2001)

 

Gelin at ile damadın kapısına getirildikten sonra kucağına bir erkek çocuk verilmektedir. Gelin, çocuğa bahşiş vermesi gelenek haline gelmiştir.

 

Daha sonra gelinin attan indirilmesi için geline çeşitli hediyeler verilir.

 

“Köyün ileri gelenlerinden birisi, gelinin attan inmek istemediğini ve hediye beklediğini söyler, bunun üzerine gelinin ve damadın aile büyükleri çağrılarak hediye olarak ne verecekleri  sorulur. Bu hediye para olduğu gibi meyve ağacı ya da herhangi bir hayvan olabilir. Hediye faslı tamamlanınca  köydeki ürünlerden hazırlanan bir tepsi duvağın üzerinden dökülür ve gelin attan indirilir. Evin girişinde gelin kurbanı kesilir. Gelin, kurbanın kanına bastırılarak eve alınır. Ancak davulcular giriş kapısını kapatıp bahşiş almadan gelin geçemez. Davulcudan geçen gelin, önünde kapı kanatları arasına gerilmiş bir sicim bulur. Gelin bu sicimi eliyle kırarak geçmek durumundadır. “(Görür,M. Şirin;2001)

 

İçeriye alınan gelin ve damat gençlerle bir süre oyunlar oynarlar ve daha sonra gelinin duvağı açılarak damatla birlikte düğüne katılanlara yemek verilir ve düğün bitmiş olur.

 

Düğünün bitmesinden sonra damat ve gelin yalnız bırakılır, gerdeğin ardından damat herhangi bir silahla birkaç el ateş ederek çevreye haber vermektedir. Gerdek gecesi sabahı damadın sağdıcı, gelin ve damattan aldığı bohçayı kız evine götürür, sağdıç giderken eve yaklaştığında birkaç el ateş eder. Bunun anlamı gerdek gecesi sorun çıkmadığı ve sağdıcın gelmekte olduğunun duyurulmasıdır. Sağdıç kız evine gelip bohçayı verip bahşişini alır, üç gün sonra buluşmak üzere ayrılır.

 

Yeni gelin üç gün boyunca yeni evinde iş yapmaz. Bütün hayatının su gibi temiz ve iyi geçmesi için sadece su taşımasına izin verilmektedir. Yeni evde çalışmaya el öpmeden sonra başlar.

 

El öpmek için düğünden üç gün sonra damatla gelin, sağdıçlar ve genç arkadaşları kız evine el öpmeye gitmektedirler.

 

“Yemek sofrasına oturulunca damat, kayınpeder ve kayınvalideden bahşiş almak için küser, sofrada bulunanlar damadın küstüğünü, yemek yemediğini kayınvalide ve kayınpedere haber verirler, onlarda bahşiş vererek damadın gönlünü alırlar. Yeni gelin ve damat yakın akrabalarına ve köyün ileri gelenlerine de el öpmeye giderler. Onlara  hediye götürürler. Bu hediyeler gelinin sandığında getirdiklerinden oluşmaktadır. Bunlar yün çorap, kazak, iç çamaşır, kadınlar için baş örtüsüdür.”(Görür,M. Şirin;2001)

 

  

 

Düğünlerle ilgili bazı tabirler ve anlamları;

 

Yiğit yolluğu: Kızın mahallesinde bulunan gençlere verilir.

 

Sandık üstü: Gelinin çeyizi olan sandık evden çıkarıldığında gelinin erkek kardeşine verilen bahşiştir.

 

Ganil görme: Düğünün ikinci günü gelinin erkek kardeşleri, damat evini ziyarete ve hayırlı olsuna gider. Bunlara ikramda bulunulur. Bunlarda yemek sinisine bahşiş bırakırlar, usul olarak damat tarafı bırakılan bahşişin iki katını bir şeye sararak gelenlerin çantasına ya da  cebine koyar.

 

Cerek germe: Damat tarafı gelin almaya giderken kız evinin gençleri, düğün alayını evin yakınında karşılayarak yol gösterir, bu gençlere verilen bahşişe de cerek germe bahşişi denilmektedir.

 

Aşboğaz: Damat tarafı, düğünden iki gün önce, kız evine düğüne gelecek misafirlerin yemek masraflarına katkıda bulunmak üzere çeşitli yiyecek maddeleri ve küçük baş bir adet hayvan götürür.

 

Düğün çadırı: Düğün ekmeğinin pişirildiği fırının yanına asılan birkaç metre basmadır, aynı basmadan davulcu ve zurnacının beline, gelinin ve damadın atlarının yanısıra, sağdıçların atlarının başına da bağlanmaktadır. 

 

Maiyet mehteri: Parası damadın veya gelinin tarafından ödenerek getirilen çalgıcılara denilmektedir.

 

Okuntu: Düğüne çağrılacaklara gönderilen hediyelere ve onların gelinle damada getirdikleri her türlü eşya ve canlı hayvana denilmektedir. Düğüne çağrılacaklara verilen hediyeler, cinsiyete, sosyal statüye, akrabalık derecelerine göre değişkenlik göstermektedir. Bunlar ayakkabı, gömlek, havlu, iç çamaşır, yazma. kadın giysisi olabildiği gibi sabun, şeker helva gibi yiyeceklerde olabilmektedir. Çağrılıların getirdiği okuntular ise her türlü ev vemutfak eşyası olabildiği gibi yakınlık derecesine göre hediyeler değişebilmektedir.

 

Mahalle nöbeti: İlk düğün gecesinin sabahı çalgıcılar,  bulunulan mahalledeki evleri dolaşarak bahşiş toplarlar. Buna nöbet dövme veya mahalle nöbeti denilmektedir.   

 

Gelin ve damat atı:Gelinin ve damadın düğün süresince binecekleri atları ifade etmektedir. Düğün sahiplerinin uygun atları yoksa komşulardan alınarak düğünden  önce saptanır. Gelin atı erkek veya dişi olabilir, ancak damat atının mutlaka aygır olması istenilmektedir.

 

Düğün kilidi:Düğün başlamadan önce gelinin başının üzerinde herhangi bir asma kilit kilitlenerek bir yerde saklanır, düğün süresince geline yapılabilecek bir büyü  bu kilitle engellenmeye çalışılır, düğün bitiminde bu kilit açılmaktadır.

 

Bağlama: Damat ve gelinin düğün sonrası birlikte olmasını engellemek üzere çeşitli yollardan yapıldığına inanılan büyü diye ifade edilebilecek bir olgudur.  

 

Yüz Görümlüğü: Gelinin gerdeğe girmeden önce duvağını çıkarmak için damattan aldığı hediyeye denilmektedir.

 

Düğünle ilgili olarak kullanılan bazı ifadeler;

 Kavgasız düğün, düğün olmaz

 Düğünün kavgası sorulur

 Keşkeksiz düğün olmaz

 Düğüne gelir kırk kişi, sefasını sürer iki kişi, biri erkek biri dişi

 Düğün elbisesi her gün giyilmez

– Elinen gelen düğün bayramdır

– Kambersiz düğün olmaz

 Düğün evi tak tuk el yedi biz baktık

 Dul kadının düğünü olmaz

 Düğününde kalburla su taşıyacağım

Düğünün güzün olsun

 Düğün evi naz evi

 Kız kapısı vezir kapısı

 Bir kızı kırk kişi ister bir kişi alır

 Erişkin armudu herkes taşlar

 

Düğün yemekleri;  mevsimine göre değişkenlik gösterse de değişmeyen yemekler vardır. Bunlar; Mısır Çorbası, Keşkek, Et kavurması ve Karalahana sarmasıdır.

 

     

 

     

 

 

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*

*